Perşembe, Mart 28, 2024
Google search engine

Sürdürülebilir mutabakat metni

Sürdürülebilirlik, sermayenin kaynak olarak tanımladığı varlıklarda azalma olduğunu fark etmesi üzerine sömürüsünün devamını sağlamak için kullandığı bir stepnedir. Sürdürülebilir tarım, kent, ekonomi ve benzeri politikaların, temelde kapitalizmin devamlılığını esas aldığını bilmeliyiz.

Elbette sürdürülebilirlik ve daha birçok kavram (ekolojik, doğal, yeşil, temiz, demokratik ve daha onlarcası) sistem tarafından ele geçirilerek içi boşaltılmış yeşil söylemler olarak kullanılmaktadır.  Sürdürülebilirlik kavramı ise tamamen sisteme hizmet esaslı ve sivil toplum aktivistlerinin iyi, samimi duygularını sömürme üzerine kurulu bir yaklaşım olarak yaşamımızda yerini almıştır. Bu nedenle bu söylem nerede karşımıza çıkarsa içinde bir hinlik olduğunu düşünmeliyiz. Oysa sürdürülebilirlik, kapitalizmsiz bir yaşamda doğa-insan birlikteliğinin en önemli esaslarındandır.

Şimdi buradan hareketle ortak mutabakat metnini yorumlayabiliriz… Altılı Masa, kapitalizmi içselleştirmiş ve onun neoliberal politikalarıyla uyumlu bir mutabakat metniyle karşımıza çıkmıştır. Endüstriyalizmin, sermayenin kazanç artırmasını hedeflemek üzere sürdürülebilirlik temelinden hazırlanmış bir metin. İnsanı merkeze alan, insan ve insan dışı tüm canlı yaşamı meta olarak gören, çevrecilik esaslı bir metin… Bu nedenle sadece iktidar karşıtlığı üzerine ve önceki iktidarın yarattığı tahribatları onararak daha uzun sömürü sağlama çabasında bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Liberal bir tutumla sermaye karşıtlığını önleme, yerel halktan, sivilden gelen tepkileri yumuşatarak sermayeyi koruma amacı gütmektedir. Sermayeye ve onun sömürüsüne daha iyi nasıl hizmet ederiz üzerine kurulmuş bir metinden ibaret olduğu bilinmelidir.

Şöyle ki kapitalist sistem oluşan halk tepkilerini bastırmak, oluşacak halk hareketlerini yumuşatmak ve kontrollü itirazlara dönüştürmek için yeşil yüzlü birçok sivil toplum kuruluşu kurmuştur. Ortak mutabakat metni güya kamucu bir noktada durarak sermayeyi koruyan ve bu yeşil yüzlü sivil toplum kuruluşlarının görevini üstlenen bir noktada durmaktadır.

Buradan hareketle kapitalist modernist sistemin toplum ve doğa üzerinde yarattığı tahribatları görmeyen, romantik bir noktadan sadece doğa-çevre seviciliği ile göstermelik yaklaşımlar çare olamayacaktır.

Tam olarak yüzeysel söylemler ile süslenmiş, günü kurtarma üzerine kurulu olduğunu görüyoruz. Bio-merkezci olarak tanımlayabileceğimiz bir bakış açısıyla yapılmış bu mutabakat metni sorunun tespiti ve çözümünden çok uzak bir noktada durmaktadır.

Böyle bir yaklaşımla yapılmış olan bir metnin maden, enerji, turizm, kent, tarım, su gibi başlıklarla politikalarını ayırıp yorumlamak ve eleştirerek düzeltileceğini düşünmek çok eksik bir tutum olacaktır. Bu nedenle metinde yazılanları değerlendirmek havanda su dövmekten farklı olmayacaktır.

Sonuç olarak salt insanı veya doğayı merkeze alan yaklaşımlar ile yapılanacak politikalar eksik olacaktır. Doğru olan toplumsal ekolojik temelde inşa edilmiş, doğa-insan birlikteliğine inanan dayanışmacı bir anlayış olacaktır.


Güner Yanlıç kimdir?

Ekoloji aktivisti, yazar.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler