Cumartesi, Ekim 12, 2024
Google search engine

Molozkentte 20 milyonluk villa

On yıllarda doğal yaşam alanları en çok tahrip edilen kentlerin başında gelen Antalya’da özellikle kent merkezindeki hafriyat sorunu vatandaşları canından bezdirmiş durumda… Batı Çevreyolu’nun Çakırlar Yoluyla kesiştiği bölge ise  lüks villalarla dolmaya başladı. Villaların fiyatı ise 20 milyon liraya kadar uzanıyor.

HABER: YUSUF YAVUZ

Doğu-Batı yönünde uzanan kentin yayıldığı alanda Düden Çayı, Boğaçay gibi akarsuların yanında büyüklü küçüklü çok sayıda dere yatağı bulunuyor. Birçoğu artık kentleşme alanı içerisinde kaybolmuş ya da ‘ıslah’ edilerek betondan birer kanala dönüşmüş durumda.

Bu akarsulardan biri de Konyaaltı ilçesindeki Göksu Çayı. Kuzeyden gelip Boğaçayı’na karışan Karaman Çayı’nın bir kolu olan Göksu Çayı, Molla Yusuf Mahallesi’ndeki yaklaşık 1 kilometrelik doğal yatağında varlığını sürdürmeye çalışıyor. Geçmişte bu bölgede pamuk, narenciye ve daha güney kesimlerinde yasemin üretimi yapılan tarım arazileri bulunuyordu. Ancak son 20-30 yılda birer birer imara açılan tarım alanlarında bugün lüks konutlar ve siteler yer alıyor. Apartman aralarında kalan tek tük narenciye bahçeleri ve nitelikli tarım toprakları da betona kurban edilecekleri günü bekliyor…

VİLLALARLA DOLMAYA BAŞLADI

Göksu Çayı’nın batısı ile Batı Çevre Yolu arasındaki kalan bölge, Karamersin Mevkii olarak anılıyor. Çevre yolunun geçmesiyle birlikte bu verimli tarım arazileri ve narenciye bahçeleri de son 5-6 yılda villalarla dolmaya başladı. Öyle ki çevre yolunun kamulaştırma işlemleri sırasında bölgedeki tarım arazisi ve bahçe sahiplerine kamulaştırma bedeli ödenek yerine arazilerini imara açma teklifi yapıldığı gündeme gelmişti.

Batı Çevre Yolu’nun Çakırlar Yoluyla kesiştiği bölge son yıllarda lüks villalarla dolmaya başladı. Çevre düzenlemesi ve altyapısı bulunmayan bölgede sağlıklı henüz bir yaşam olmuşmuş değil ama bu bölgedeki inşaat atıklarının gelişi güzel ve denetimsizce dere yataklarına ya da artık gözden çıkarılmış olan narenciye bahçelerinin kıyılarına dökülmesi bölgede yaşayan vatandaşların tepkisini çekiyor.

ÇÖPLÜĞE DÖNEN BÖLGE

Göksu Çayı’nın kıyıları Boğaçayı’na ulaşıncaya kadar inşaat atıkları, hafriyat ve moloz yığınlarıyla dolu. Kazınmış asfalt parçaları, sökülmüş klozetler, eskimiş halı paçavraları ve akla gelen gelmeyen her türlü çöp!

BAŞKAN BÖCEK’İN MAHALLESİ

Bu bölge aynı zamanda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği mahalle. Mahalle sakinleri halen Başkan Böcek’İn gençliğinde buradaki tarlalarda pamuk topladığını anlatır. Başkan Böcek’in ve babası Mustafa Böcek’in adını taşıyan Anadolu Lisesi de bu bölgede yer alıyor.

Mahalle sakinlerinin denetimsiz hafriyat dökülmesi konusunda zaman zaman yerel yönetimlere yaptıkları şikâyetler ve CİMER başvuruları sonuçsuz kalmış. Yıllardır bir türlü çözülemeyen moloz dökümü sorununun denetim altına alınmasını, sorumlulara yaptırımlar uygulanmasını isteyen vatandaşlar tepkili. 

İYİ PARTİ İL BAŞKANININ VİLLALARI

Göksu Çayının batısında yaklaşık üç yıldır inşaatı süren toplu villaların İYİ Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran’ın firmasına ait olduğu öne sürülüyor. Moloz ve inşaat atıklarının, denetimsiz hafriyatın en çok yığıldığı alanlardan biri de 20280/8 parselde yer alan bu villaların hemen önünde bulunuyor. Bu atıkların doğrudan bu inşaatlardan mı çıktığı, yoksa başka yerlerden mi getirilip döküldüğü konusunda bir bilgi yok. Çünkü denetim ve izleme yok. Gece-gündüz bu alanda moloz dağları oluşmaya devam ediyor.

GÖMEREK GÖRÜNMEZ KILIYOR

Daha önce bu alana geçiş sağlamak için inşa edilen köprünün iki ayağı da bu molozlarla doldurulmuştu. Yasal olarak mücavir alan içerisinde ortaya çıkan hafriyat, moloz ve inşaat atıklarını denetlemesi ve bertaraf etmesi gereken yerel yönetim, molozları köprü inşaatına gömerek “görünmez” hale getirme yolunu seçiyor.

MOLOZ KONTROLÜ YOK

İmar rantının öne çıktığı Antalya gibi kentlerde denetimsiz hafriyat dökülmesi önemli çevre sorunlarından biri. Belediyelerin meclis gündemlerinin çok büyük bir kısmı imar tadilatı ya da yeni imar alanları açılması gibi başlıklardan oluşuyor. Ancak bunca inşaat ve tadilatlardan, hafriyat çalışmalarından çıkan atıkların bertaraf edilmesi, düzenli depolama alanı oluşturulması ve en önemlisi de denetim-izleme yapılması konusunda gözle görülür bir çalışma yok. Belediyelerin görev ve sorumluluklarından biri olan hafriyat denetimi, ‘Hafriyat Toprağı, İnşaat Yıkıntı ve Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ ile belirleniyor. Yönetmelik, mücavir alan içerisinde belediyelere görev ve sorumluluk yüklüyor. Yerel yöneticilerin ve idarecilerin her fırsatta “dünya kentiyiz” benzetmesi yaptığı Antalya gibi vitrin bir kentte halen hafriyat meselesinin çözülememiş olması en hafif tabirle yerel yönetimlerin ayıbı olarak kent yaşayanlarının yüreğini sızlatmayı sürdürüyor…

VİLLA FİYATLARI UÇUYOR

Konunun bir başka çarpıcı yanı da moloz yığınlarının kıyısında lüks ve doğayla iç içe yaşam vaadi sunan villaların milyonlarca liralık fiyatlardan satışa sunulması. Yabancılara vatandaşlık verilmesine de olanak sağlayacak şekilde satışa konulan bu bölgedeki villalar 13 ila 20 milyon TL arasında değişen fiyatlardan satılıyor.

YASA VE YÖNETMELİKLER NEDEN UYGULANMIYOR

Doğal yaşam alanları, su kaynakları, görkemli dağları ve verimli tarım topraklarıyla bir yeryüzü cenneti olan Antalya’nın çöplüğe dönüştürülmesinin önüne geçecek bir yerel yönetici aranıyor. Muhtaç olunan dayanaklar, ilgili yasa ve yönetmeliklerde mevcut. Tek yapılması gereken görev ve sorumlulukları yerine getirmek.

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler