Yazar: Eşref ATABEY
Rüzgâr enerjisi, doğal ve tükenmez, fosil enerji kaynaklarındaki gibi çevre kirliliği yaratmayan enerji kaynağı olarak görülür. Ancak rüzgâr türbinlerinin tarla, mera, orman alanı gibi arazi kullanımına etkileri, aerodinamik gürültüleri nedeniyle kuş göçleri gibi habitata etkileri, havacılık haberleşmeleri, radyo ve televizyon yayınlarını etkileme nedeniyle elektromanyetik alan etkileri, görüntü ve estetik etkileriyle, balarısı ve arıcılık üzerine etkileri bulunur.
Rüzgâr enerji santralleri (RES’ler) çevre kirliliği yaratmıyor diye bu durum, rüzgâr esen her tepeye bir rüzgâr türbini kurulacağı anlamına gelmemelidir. Karşınızda sürekli dönen, parlayan ve ses çıkaran dev pervaneleri görmek sinir bozucu değil mi?
Kemaliye, Arapgir, Divriği, Arguvan ilçeleri Sarıçiçek Yaylası’nda planlanan rüzgâr enerji santrali
Kemaliye, Divriği ve Arapgir ilçe sınırları içinde kalan alanlarda Sarıçiçek Yaylasını da içine alan bölgede Şağıluşağı Rüzgâr Enerji Santrali Projesi planlanmaktadır. ‘ÇED Başvuru Dosyası’ Erzincan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün web sayfası ÇED duyuruları kısmında ‘ÇED süreci başlayan’ kategorisinde 18.11.2022 tarihinde ilan edilmiştir.
Rüzgâr enerji santraline en yakın yerleşimler Kemaliye merkez, Sandık, Sırakonak, Çanakçı, Kekikpınar, Gözaydın, Ağıl ve Dilli köyleri; Divriği ilçesine bağlı Çakmakdüzü, Çayören, Karşıkonak, Ağaçlıgöl, Beldibi ve Yeşilyol köyleri; Arapgir ilçesine bağlı Şağıluşağı, Taşdibek, Tarhan ve Sugeçti; Arguvan ilçesine bağlı Çakmak ve Elmatarla köyleridir.
Planlanan santral sahası uydu fotoğrafında mavi gösterilen alan, Arguvan Çakmak Mahallesi ile Arapgir Tarhan Mahallesi arasındaki sırt boyunca birkaç km kuzeye devam ederek doğuya yönelmekte, Sarıçiçek Yaylası’nı boydan boya kat ederek, Kemaliye Subatan Mevkii’nde kuzeye doğru Sandık Köyü sırtlarında son bulmaktadır. Proje Tanıtım Dosyası’nda alanın yüzölçümü belirtilmemiş olup, 26 türbin planlanmıştır.
Bu proje alanı içinde aynı zamanda 27.5.2019 tarihinde ‘Nihai karar’ı ilan edilen, uydu fotoğrafında mavi noktalar alanı ve türbin numaralarıyla gösterilen, ‘Arapgir Rüzgâr Enerji Santrali Projesi’ alanı da olduğu anlaşılmaktadır. Şağıluşağı RES projesi ÇED raporunda bahsedilen ‘Alternatif Proje’, bu Arapgir Rüzgâr Enerji Santrali Projesi alanı olmalıdır.
Şağıluşağı RES özellikleri
Sivas Divriği, Malatya Arapgir ve Arguvan ile Erzincan Kemaliye ilçeleri sınırları içinde kalan, 18.11.2022 tarihinde ÇED süreci başlayan Şağıluşağı Rüzgâr Enerji Santrali Projesinde 26 türbin planlanmaktadır. 3 adet türbin Sivas ilinde, 14 adet türbin Malatya ilinde ve 9 adet türbin Erzincan il sınırlarındadır. Alternatif projede 1 adet türbin Sivas ilinde, 2 adet türbin Malatya ilinde ve 23 adet türbin Erzincan il sınırlarındadır. Kurulu gücü 182 MWm / 80 MWe’dir [1].
Proje alanı “Çayır-mera” ve “orman”, alternatif yerleşimde tüm üniteler “Çayır-mera”, “tarım” ve “orman” gösteriminde yer almaktadır. Erzincan ilinde kurulacak olan ilk RES’tir.
Proje alanına en yakın yerleşimler; Sandık, Gözaydın, Sırakonak, Çanakçı, Çakmak, Şağıluşağı, Eğnir, Taşdibek, Tarhan, Sugeçti, Yeşilyol ve Çakmadüzü köyleridir. Bunlardan Arapgir ilçesi Sugeçti köyü ve Şağıluşağı köyü santral sahasına en yakın yerleşim merkezidir. Proje ömrü 49 yıl olup, yerleşimlere uzaklığı 300-600 m arasıdır [1].
Arapgir RES özellikleri
Sivas Divriği, Malatya Arapgir ve Arguvan ile Erzincan Kemaliye ilçeleri sınırları içinde yer alan Arapgir Rüzgâr Enerji Santrali’nde 20 türbin planlanmış, kurulu gücü 48 MWm/48 MWe’dir. ÇED alanı 3443,46 ha ve ömrü 49 yıldır. [2]
Arapgir RES projesinde planlanan bazı türbin numaraları karşılaştırıldığında, Şağıluşağı RES projesi alanı içinde kaldığı ve ‘Alternatif Proje’ diye planlandığı anlaşılmaktadır. Bunu her iki proje alanındaki bazı tepelerdeki türbin numaralarını karşılaştırmasından anlıyoruz.
Rüzgâr enerji santrallerinin çevre ve insan sağlığına etkilerine geçmeden önce özel bir durumu olması dolayısıyla Kemaliye’de rüzgâr enerji santralleri dâhil hiçbir madencilik faaliyeti yapılmaması gerektiğinden bahsedeceğim.
Kemaliye ilçe sınırları içinde RES projesine izin verilmemeli… Peki, neden?
Kemaliye Hasret Gazetesi Temmuz 2022, 60ıncı sayısı [3] ile temizmekan.com4] portalında yayımlanan yazılarımda;
“Kemaliye, Munzur Dağları batı bölümü sarp kayalıkların önünde, Fırat’ın Karasu Nehri kolu üzerinde, derin vadinin batı yamacında kurulmuş, muhteşem doğa güzelliği olan bir yerdir. Kemaliye’yi özel kılan; Jeolojik yapısı, coğrafi konumu, muhteşem doğası, Karasu Nehri’nin Munzur kireçtaşı kütlesini kazıyarak oluşturduğu kanyonu, fauna ve florası, doğa tarihi ve kültürüdür. Kemaliye (Eğin); Tarihi Kentler Birliğinin kurucu üyesidir. ÇEKÜL Vakfı’nın “7 Bölge 7 Kent” projesinde yer alan, Tarihi Kentler Birliği’nin kurucu üyesi olan Kemaliye, Turizm Öncelikli Yöre Belediyesi olarak seçilmiştir. Tarihi İpek Yolu güzergâhında yer alan, geçmişten bugüne birçok medeniyete ev sahipliği yapan, geleneksel mimarisiyle Anadolu’nun kültürel mirasının örneklerini yansıtan Kemaliye, 30 Nisan 2021 UNESCO Dünya Mirası geçici listesine girmiştir.
26 Mart 2022 Türkiye’nin Cittaslow (Sakin Şehirler) ağına dâhil edilen, salyangoz logosunu alan 21. yerleşim yeri, 30 ülkeden 281 kentin bulunduğu ağa dâhil edilmiştir. 21 Mayıs 2020 Karanlık Kanyonu Nitelikli Koruma alanı ilan edilmiştir. Kapı tokmaklarıyla simgeleşmiş tarihi Kemaliye evleri, taş merdivenli sokakları, teraslı meyve bahçeleri ve içindeki taş evleri önemlidir. Yörede bolca yetişen dut ve ceviz gibi ürünler önemli birer ihracat ürünüdür. Kemaliye’de her yıl 1-4 Temmuz arasında geleneksel uluslararası kültür ve doğa sporları şenliği düzenlenir. Karanlık Kanyon’da 2008 yılından beri Uluslararası Doğa Sporları kapsamında “Base jumping” atlayışları yapılır. Rafting gibi su sporlarına elverişlidir” şeklinde Kemaliye’nin kendine has jeolojik, doğa, tarihi ve kültürel değerlerini sıralamış, başta turizm potansiyeli ve yukarıda saydığım özellikleri dikkate alınarak, doğa varlıkları, koruma kriterleri, kültür varlıkları, madenciliğin havaya, toprağa, suya, canlı ve insan sağlığına etkileri, kamu yararı dikkate alınarak, ekosistemin sürdürülebilirliği, biyolojik çeşitlilik, yaban hayatının devamlılığı, içilebilir su ile güvenli gıdaya ulaşabilmek için Kemaliye madencilik faaliyetlerine tamamen kapatılması gerektiğini” belirtmiştim.
Kemaliye’nin kendine has yukarıda saydığım özellikleri dolayısıyla sınırları dâhilinde RES faaliyetine izin verilmemelidir.
Rüzgâr enerji santrallerinin çevresel ve sağlık etkileri
Rüzgâr enerjisi, doğal ve tükenmez, fosil enerji kaynaklarındaki gibi çevre kirliliği yaratmayan enerji kaynağı olarak görülmektedir. Rüzgâr türbinlerinin etkilerini arazi kullanım alanı, gürültü, habitata etkisi, elektromanyetik alan etkisi, görüntü ve estetik etki olarak sıralayabiliriz [5].
Arazi kullanımı
Türbinlerin kurulacağı yerlere yolların yapılması sırasında ve türbin kurulacağı alanda bitki örtüsü ortadan kaldırılmakta ve tek türbin için kullanılan alan 700-1000 m2/MW düzeyindedir [5].
Sağıluşağı Rüzgâr Enerji Santralinin yukarıda saydığım Arapgir köylerinden başlayarak, Divriği ve Kemaliye köylerine kadar çok geniş bir alanda planlandığı görülmektedir. Kullanılacak sahanın yüzölçümü raporda belirtilmemiştir.
Gürültü etkisi
Rüzgâr türbinlerinde gürültü sorunu olup, iki nedenle oluşur. Biri mekanik diğeri aerodinamik nedenledir.
Mekanik gürültü: Dişli sistemi, jeneratör, soğutma fanları gibi sistemlerden kaynaklanır.
Aerodinamik gürültü: Rüzgâr ve kanat etkileşimi nedeniyle oluşan gürültüdür.
Rüzgâr türbinlerinin ürettiği darbeli ses ötesi dalga ve düşük frekanslı gürültü doğrudan uyku bozukluğu ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Rüzgâr türbinlerinin ürettiği darbeli ses ötesi dalgalar ve düşük frekanslı gürültü semptomlara ve duyarlılığa neden olduğu ortaya konulmuştur. Özellikle ses ötesi dalgaların kapalı cam ve duvarlardan geçtiğini, hatta odaların içinde yankılanarak daha da şiddetli bir etki yarattığını ortaya konulmuştur [5].
Tepelere kurulan rüzgâr türbinlerinin ürettiği ses ötesi dalgalar çok daha uzak mesafelere ulaşmaktadır. Mevcut gürültü ölçümleri yerine evlerin içinde tam spektrum ölçüm yapılması gerekiyor. Düşük frekanslı gürültüyü ve ses ötesi dalgaları ölçmeyen ‘A’ ağırlıklı Ses Düzeyi (dBA) ölçümlerinin uygun olmadığı belirtilmektedir.
Gürültüden kaynaklı Rüzgâr Türbini Sendromu, insanların evlerini terk etmelerine neden olacak kadar ciddi semptomlara yol açmaktadır. Yapılan araştırmada güvenli mesafenin en az 2 kilometre olacağını göstermektedir. Rüzgâr türbini gürültü kaynağı kanadın ucu değil, ucuna yakın bir bölgedir.
Tipik olarak 1 MW’dan yüksek kapasiteli rüzgâr türbini 100-106 dBA ses gücü seviyesine sahiptir. Şağıluşağı RES proje 105 dBA ses gücü üzerinde hesaplamalar yapıldığı belirtilmektedir.
Hava kirliliğine etkisi
Kömür, petrol, doğal gaz en fazla elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır. Bu fosil yakıtlar karbon dioksit, kükürt dioksit ve azot oksitler yayarlar. RES’ler bu bakımdan avantajlı görünmektedirler. Rüzgar turbininden 1 kWh’lik elektrik enerjisi üretimiyle salınımı en fazla önlenen emisyonlar sırasıyla; kükürt dioksit 7.1 gr, azot oksit 2.8 gr, karbonmonoksit 0.9 gr, karbondioksit 0.7 gr ve partikül madde 0.18 gr olduğu ortaya konulmuştur[5].
Habitata etkisi
Bazı göçmen kuşların davranışlarından RES’lerden olumsuz etkilendikleri saptanmıştır. Bu nedenle RES’ler kurulmadan ve tesis yapıldıktan sonra gözlemin en az iki yıl süreyle yapılmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Rüzgâr Elektrik Santrallerinden 48 tanesi önemli kuş göç yollarının olduğu alanlarda bulunmaktadır. Rüzgâr türbinleri pervanelerine takılma ve çarpmayla tehlike altında olan canlılar kuşlardır. Türbinlerin çalışması sırasında pervanelerine çarpmayla kuş ölümleri olmaktadır. Rüzgâr enerji santrallerinin kurulduğu bölgelerin göç yolları üzerinde olmaması en iyi çözüm yolu olarak görülmektedir [5].
Göçmen kuşları göç yolları Türkiye haritasına göre, Şağıluşağı RES, Afrika’dan Kuzey Avrupa-Rusya’ya giden kuşların göç yolu üzerinde bulunmaktadır.
RES’lerin kuşlara etkileri Sağıluşağı RES, ÇED raporunda da [1] “Kurulması planlanan rüzgâr enerji santrali kapsamında sahaya yerleştirilecek rüzgâr türbinlerinden kuşların da etkilenmesi söz konusudur. Rüzgâr türbinlerinin canlılar üzerindeki en önemli etkileri kuşlar ve yarasalarda gözlemlenmektedir. Kuş türlerinin, özellikle de göç eden türlerin ölümüne sebep olan en önemli yapay engellerin başında yüksek gerilim hatları ve direkleri ile yüksek binalar gelmektedir. Son zamanlarda RES’lerin sayısının gittikçe artmasıyla birlikte bu türbinlerin kuş kaybına neden olması gündeme gelmiştir” diye belirtilmektedir.
Elektromanyetik alan etkisi
Rüzgâr türbinleri, elektromanyetik alan oluşturarak kurulduğu bölgedeki havacılık ve denizcilik haberleşmelerini, radyo ve televizyon yayınlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Bu etki, rüzgâr türbinlerindeki gövde ve kanatların bir ayna görevi görmesinden kaynaklanmaktadır. Alıcıdan gelen sinyaller yansıtılmakta ve bu sinyaller alıcıya giden sinyalleri doğrudan etkilemektedir [5].
Bu elektromanyetik alan etkisi Şağıluşağı RES Projesi ÇED raporunda [1]; “Rüzgâr enerji santrallerinin, elektromanyetik giriş ile TV ve radyo yayınlarının, havacılık ve denizcilik haberleşmelerinin olumsuz etkilenebilmesi söz konusudur. Rüzgâr türbini veya üretim donanımı elektromanyetik alana etki edip radyo ve TV alıcılarında parazit yapabilirler. Bunun en temel nedeni türbin kanatlarıdır. Bu kanatlar dönerken radyo ve TV alıcıları ile radyo dalgalarını geri yansıtır ve doppler frekans kaymasından dolayı parazit oluşur” diye belirtilmektedir.
Görüntü ve estetik etki
Görsel etkileri rüzgâr türbinlerindeki gölge titreşimi ve parıltı şeklinde olmaktadır. Güneşin doğuşu ve batışı sırasında rüzgâr türbinlerinin dönmekte olan kanatları gölge oynamasına ve gölge titreşimine sebep olabilir. Benzer şekilde cilalı kanatlara gelen güneş ışığı da etrafa yansıyarak parıltı etkisine neden olabilir.
Görüntü etkisi konusunda Şağıluşağı RES Projesi ÇED raporunda [1], “Gölge etkisi ve kanat parlaması, görsel etkisinin özel bir durumudur. Güneşin doğuşu ve batışı esnasında, rüzgâr türbinlerinin dönmekte olan kanatların gölge oynamasına, gölge titreşimine neden olabilir. Aynı şekilde cilalı kanatlara gelen güneş ışığı da civara yansıyarak parıltı etkisi yaratabilir. Bu da türbin civarında yaşayan insanları rahatsız edebilir” denilmektedir.
Balarısı ve arıcılık üzerine etkileri
Rüzgâr türbinlerinin bal arılarını olumsuz yönde etkilediği ifade edilmiştir. Rüzgâr türbinleri kanatlarından oluşan; gürültü ve kaçak akımların sebep olduğu kaçak gerilim nedeniyle arıların yönlerini şaşırmaları ve kaybolmaları şeklindedir.
Rüzgâr santralleri rüzgâr ırmakları üzerine ve yüksek yerlere kurulduğundan böyle yerlerin arı yaşam alanları olmadığı, dolayısıyla, arıların etkilenmeyeceği, türbinler arıların uçuş güzergâhı üzerinde olsalar bile, arıların uçuş yükseklikleri türbin kanatlarına çarpacak yüksekliğin çok altında olduğu belirtilmektedir.
Bahsi geçen Şağıluşağı RES Projesi ÇED raporunda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’ne bölgedeki en yaygın hayvancılık faaliyeti arıcılık olup, olası etkileri üzerine “Arapgir Ruzgar Enerji Santralinin Tozlaşmaya, Tozlaşmayı Sağlayan Böcek Türleri ve Arıcılık Üzerine Etkileri Değerlendirme Raporu” hazırlatıldığı belirtilerek, söz konusu raporda [1];
“Rüzgâr bal arılarının ve diğer tozlayıcıların yaşamlarını ciddi anlamda olumsuz etkilediğinden rüzgârlı alanlar bal arıları başta olmak üzere diğer tüm tozlayıcıların doğal yaşam alanları değildir. Bu nedenle, RES’lerin en önemli tozlayıcılar olan arıların ve özellikle de bal arılarının yaşamları üzerine varsayımlara dayanan olumsuz etkilerinin ortaya çıkma şansı bulunmamaktadır. RES alanlarında arılar ya da diğer tozlayıcılar kazara bulunsalar bile modern rüzgâr türbinleri sahip oldukları teknolojik özellikler nedeniyle varsayılan olumsuzlukların ortaya çıkmasına imkân tanımamaktadır. Daha da önemlisi, RES’ler arttıkça, klasik enerji üretim sistemlerinden kaynaklanan sera gazı etkisi ve çevre kirliliği oransal olarak azalmaktadır. Bu yönüyle, RES’ler çevreye ve yaşamları tamamen çevre şartlarına bağlı olan tozlayıcılar, bal arıları ve arıcılık üzerine dolaylı olaraktan olumlu katkılar sağlamaktadır.” değerlendirmesi yer almaktadır.
Hazırlatılan rapora göre, Arapgir RES’in işletme döneminde türbinlerden kaynaklı arıcılık faaliyetleri üzerine olumsuz bir etki beklenmediği vurgulanmıştır.
Şağıluşağı RES projesinin Balarıları için olumsuz etki yapmayacağına dair sadece ‘rüzgar’ etkisine bağlayan, RES’ler sera gazını azaltır dolayısıyla arılara faydası vardır gibi genelleme yapılarak mantık dışı yürütülen, sahada uzun süre gözlem ve deneyimlere bilimsel temele dayandırılmayan böyle bir tez tartışmaya açık olup, kümülatif bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
Kemaliye’nin doğa, tarihi, kültürel değerleri dolayısıyla madencilik madenleriyle birlikte rüzgâr enerji santraline de izin verilmemesi gerekmektedir.
Dr. Eşref Atabey
Jeoloji Yüksek Mühendisi
Kaynaklar
[1] Sağıluşağı Rüzgâr Enerji Santrali (RES) Projesi. Yeka Res-3 Proje Tanıtım Dosyası. 2022. Aşiyan Enerji Üretim İnş. San. Ve Tic. A.Ş.
[2] Arapgir Rüzgâr Enerji Santrali Nihai ÇED Raporu. 2019. Arapgir Elektrik Enerjisi Üretim A.Ş.
[3] Eşref Atabey. Kemaliye madencilik faaliyetlerine neden kapatılmalı? Kemaliye Hasret Gazetesi Temmuz 2022, yıl-5, sayı-60.
[4] Eşref Atabey. 2022. Kemaliyede madencilik neden yapılmamalı? https://www.temizmekan.com/kemaliyede-madencilik-neden-yapilmamali
[5] Eşref Atabey. 2022. Rüzgâr enerji santrallerinin çevresel etkileri. https://www.temizmekan.com/ruzgar-enerji-santrallerinin-res-cevresel-etkileri-ve-milas-karpuzlu-besbuyukdagi-resi/