Cumartesi, Ekim 12, 2024
Google search engine

EKOLOJİ POLİTİK BAŞLANGIÇ KONFERANSI SONUÇ BİLDİRİSİ

Şili halkının neoliberalizmi doğduğu topraklarda tarihe gömmek için Santiago sokaklarını doldurduğu, Ekvador halkının hükümetin kemer sıkma politikalarına karşı başkent Quito’yu kuşattığı, Beyrut’ta çöp isyanıyla başlayan direnişin sürdüğü, Rojava Devrimi’nin kazanımlarını korumak için bütün insanlık adına büyük bedeller ödemeye devam ettiği bir zamanda, Gezi isyanının yaşandığı topraklarda, dünyanın farklı kıtalarından “doğanın ve emeğin sömürüsüne son” diyenler olarak bir araya geldik. Konferansımız devam ederken Bolivya halkının başta su olmak üzere doğal varlıklarını koruma mücadelesiyle yarattığı Sosyalizme Doğru Hareket’i, emperyalist bir askeri darbe ile devrildi ve dünyanın ilk ekolojik anayasa deneyimlerinden biri ilga edildi. Bolivya halkı, direnmeye devam ederken, kapitalist sömürü ve yağmaya karşı dünya halklarının haklı ve meşru mücadelesini selamlıyoruz.
Ekoloji Politik Konferans, Türkiye’de ekoloji mücadelesinin önemli bir toplumsal güce dönüşerek kendi geleneğini yarattığını, politik bir ekoloji hareketinin doğmakta olduğunu ve mücadeleyi enternasyonalist düzeyde yükseltebilecek birikime sahip olduğunu göstermiştir. Yine Konferans, sosyalist hareket ile ekoloji mücadelesi arasındaki makasın kapanmasına önemli bir katkıda bulunmuştur.
Ekolojik krizin en küresel görünümü iklim krizidir. Gezegeni ve insanlığı korumak istiyorsak onu kapitalizmden ve sermayeden kurtarmalıyız. Yeşil kapitalizm ise, sermayenin kendi krizinden kurtulmak için ürettiği bir manevradan ibarettir. Reformlara bile tahammülü olmayan sermayenin tarihsel ve asli eğilimleri dizginlenmediği müddetçe, ekolojik krizin hafifletilmesi mümkün değildir. Ekoyıkımın önüne geçilmesi için her türlü burjuva çevreci ve liberal eğilimle, kurumsalcı anlayışla mücadele edilmelidir. Taahhüt ettikleri limitlere ve uluslararası anlaşmalara bile uymayan kapitalistlere ve devletlere bel bağlayamayız. Fiili mücadelelerle desteklenmediği sürece dar bir hukuk mücadelesiyle sonuç alamayacağımız gibi iklim adaletini de sağlayamayız.
Bizlere ekonomik büyüme propagandası ile ekolojik yıkım dayatılmaktadır. Toplumun sürüklendiği tüketim sarmalı, halkın gönencini azaltmakta ve yaşamı yok etmektedir. Gıda ve su başta olmak üzere yaşamın idamesi için zorunlu varlıkları kendi birikim rejimine sokmak için sermaye; savaşlar, siyasi hak gaspları ve antidemokratik uygulamalara başvurmaktadır. Ekoloji mücadelesiyle tüm antikapitalist radikal hareketlerin bir arada durmasına ihtiyacımız var. Yerel, bölgesel ve küresel ölçekte ağlar geliştirmeli ve her türden milliyetçiliğe karşı çıkmalıyız.
Emek mücadelesi ile ekoloji mücadelesi arasındaki gerilimlerin aşılarak ortak taleplerin oluşturulması için her türlü ortak çalışma zemini zorlanmalıdır. Şirketlerin istihdam kozuna karşı tahrip edilen alanların yeniden kazanılmasının işçiler tarafından yapılması gibi yaratıcı öneriler çoğaltılmalıdır. Ekolojik taleplerin işçiler tarafından sahiplenilmesi için çaba sarf ederken; ekoloji hareketi de işin yeniden dağılımı ve çalışma saatlerinde erişilen üretkenlik düzeyine koşut olarak radikal şekilde dönüştürülmesi talebini sahiplenmelidir.
Ekolojik kriz, kesinlikle kadınları farklı ve daha ağır şekillerde vurmaktadır. Kadının ev içi emek yükü artarken ev işlerinin toplumsallaşması talebi ayrı bir önem kazanmaktadır. Patriyarkaya karşı verilen mücadele, kapitalizmin emek ve ekoloji sömürüsüne karşı yürütülecek ekoloji politik mücadelenin de zeminini kurmaktadır.
Yeni bir toplumsallığı nasıl öreceğimizin ipuçlarını ekoloji mücadelesi bize sunmaktadır: Bütün eşitsizlik, sömürü, türcülük, tahakküm ve hiyerarşi biçimleriyle mücadele edilmelidir. Geleceğin inşası için komünal nüveler çoğaltılmalı, yeni bir ilişkilenme biçimi, düşünce sistematiği oluşturabileceğimiz mülkiyet ilişkilerini kolektifleştirecek yaşamlar yaratmalıyız. Gençlerin ve kadınların ekoloji mücadelesine daha aktif katılımının; kurumsalcılığa karşı mücadelede de aktif bir hat kurulmasına katkıda bulunduğunu deneyimimizle gördük. Bu deneyimi ileri taşımalı, gençlere ve kadınlara daha fazla yol açacak mekanizmalar yaratmalıyız.
Ekoloji hareketi, insan merkezci yaklaşımlardan arınmalı, insan-doğa ilişkisinin toplumsal dolayımla kurulduğunu unutmadan insan-insan ve insan-doğa ilişkisinin birlikte ve aynı anda dönüştürülmesi zorunludur. Ekolojik yıkımdan kurtuluş için bireysel çözümlerin yeterli olmayacağı, bunun ancak uygarlık eleştirisinden beslenen toplumsal bir düzeyde mümkün olduğu görülmelidir. Daha da önemlisi bütün bunları şimdiden ve zaman kaybetmeden yapmaya mecburuz. Çünkü yarının varlığı, bizlerin ekoloji politik perspektifle yürüteceğimiz mücadelelere bağlı.
Ekoloji Politik Konferans’ın adını oybirliğiyle Ekoloji Politik Başlangıç Konferansı’na çevirdik. Bu özgüvenle ve ortak tartışmanın verdiği güçle, birlikte hareket etmeye, Konferansın önümüze koyduğu bütün görevleri ve önerileri geliştirmeye, tartışmaya, örgütlü olduğumuz alanlara taşımaya ve mücadelenin içinde sınamaya devam edeceğiz.
Ekoloji politik mücadeleyi el birliğiyle büyüteceğiz.

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Eklenenler