BASINA VE KAMUOYUNA:
Değerli Basın Emekçileri ve Sevgili Sinop Halkı,
Yıllardır Ülkemizde, Sinop’ta ve Akkuyu’da ve İğneada’da bir Nükleer Santral yapma belası sürüp gidiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Putin ile her yan yana gelmelerinde Sinop’a Nükleer Güç Santrali yapma işini altın tepside Putin’e sunuyor. En son Soçi’de yan yana geldiklerinde Sinop’a NGS yapma işini Putin ile konuştuklarını ulusal basın temsilcilerine söylediğini yazılı ve görsel basından öğreniyoruz. Gerek Akkuyu’da ve gerekse Sinop’ta yaşayan yerel halka rağmen yapacaklarını ifade ediyorlar. Oysa ne Akkuyu’da ne Sinop’ta ne de Dünyada Nükleer Güç Santrali istemediğimizi sesimizin çıktığı kadar yüksek sesle söylüyoruz!
Recep Tayyip Erdoğan bu sözleri söyledikten hemen sonra Akkuyu Nükleer AŞ’yi yapan ROSATOM şirketinin Genel Müdürü Anastasia ZOTEEVA durumdan vazife çıkartıp yazılı ve görsel basına; Akkuyu’ya ikiz kardeş olarak Sinop NGS’yi yapacaklarını açıkladılar. Yetmedi! Türkiye’nin Enerji Bakanı sadece Akkuyu’da değil 2. ve 3. Nükleer santralleri yapmak için Çin, Güney Kore ve Rusya yetkilileriyle görüşmeler yaptıklarını ulusal basında pervasızca açıkladılar.
Son olarak Akkuyu Nükleer AŞ’nin CEO’su Zoteeva, basına verdiği bir röportajda “Akkuyu santralini kendi topraklarımızda değil kendimiz için inşaa ediyoruz. Bu nükleer santral Rusya’ya aittir. Bu, Başka ülkenin topraklarında bulunan kendi santralimizdir.” dedi. Kamuoyunda görülen tepkilere karşı da bu açıklamanın sonrasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) bir Rus yatırımı olduğu ama bu yatırımın Türkiye’deki herhangi bir yabancı yatırımdan hiçbir farkının olmadığını söyleyerek, “Akkuyu Nükleer AŞ, Türkiye Cumhuriyeti’nin vergi mevzuatına, hukuk kurallarına göre çalışan bir şirket, bir Türk şirketidir. Nükleer santral yatırımı yapan başka ülkelerde böyle tartışmalar göremezsiniz” demekle yetindi. Ne yazık ki Türkiye ve Rusya arasında 2010 yılında yapılan Hükümetler arası anlaşmayı bile okumamış yada anlamamış bir enerji bakanı bu sözleriyle Akkuyu Nükleer AŞ’ye itiraz edenlere ayar vermeye çalışmaktadır.
Enerji Bakanı Bayraktar, Nükleer Santral yaparak Türkiye’nin 2053 karbon nötr bir ekonomi olma noktasındaki hedefine ulaşmak için Türkiye’nin mutlaka Sinop’ta, Trakya’da yeni nükleer santralleri devreye alması gerektiğini iddia ederek Güney Kore, Rusya Federasyonu ve Çin ile konuya ilişkin görüşmeleri sürdürdüğünü söyleyen Bakan Bayraktar, “Dolayısıyla henüz netleşmiş, imza altına alınmış bir anlaşmamız yok ama bu üç ülkeyle hem Sinop için hem Trakya için çok yoğun görüşmelerimiz devam ediyor “ diyor!!!
Karşılıklı yapılan bu açıklamalar sonrasında Akkuyu için bir mülkiyet tartışması yaşandığı açıkça görülüyor. Yani, üste Filler tepinirken aşağıda çimenler eziliyor. Açıkçası taraflardan biri yalan söylüyor. Kimin yalan söylediğini de Kamuoyunun takdirine bırakıyoruz!
Akkuyu Nükleer Santrali için yapılan sözleşmede de açıkça belirtildiği gibi Akkuyu Nükleer AŞ sahası Ruslara tahsis edilmiştir. “Her Türk şirketi gibi Türk ticaret kanunlarına göre yönetilmektedir” demek soruna açıklık getirmemektedir.
Soruna biz açıklık getirelim:
AKKUYU NÜKLEER SANTRALİNİN SAHİBİ TÜRKİYE DEĞİL RUSYADIR!
Bilindiği üzere, Akkuyu Nükleer AŞ yani Rusya Devletine bağlı nükleer enerji tesisi Rosatom tarafından ‘YAP – SAHİPOL – İŞLET’ modeliyle yapılan proje Rusya’nın kendisi %100 hisse payıyla kuracak ve işletecek. Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşmaya göre santralin sahibi Proje Şirketi olacak ve Rusların payı hiçbir zaman %51’in altına düşmeyecek.
60 yıl boyunca 11 km2’lik o alanda Rosatom ve Akkuyu Nükleer AŞ elektrik üretecektir. Kısaca Akkuyu Nükleer AŞ’de söz sahibi her zaman Rusya Atom Enerjisi Kurumu (ROSATOM) olacak. Bu da göstermektedir ki Santralin sahibi Rusya’dır.
Dünyada bir örneği dahi olmayan ve bizim ülkemizde başka bir ülkenin mülkiyetinde olan bir santraldir AKKUYU NÜKLEER AŞ! Türkiye sınırları içerisinde Ruslara hem “ÜS” vereceksiniz hem de yüksek fiyattan elektrik sattıracaksınız ve ülke olarak sessizce izliyor olacağız!!
Konuyu Sinop NGS’ye getirirsek ve yapım şirketi Rusya olursa Karadeniz bir Rus gölü haline gelir ki bu da Türkiye’nin güvenliği açısından Stratejik bir sorun/risk haline gelecektir.
Bizim için asıl sorun; Nükleer santrallerin Yapımı, İşletmesi ve Kaza yapmaları halinde; ortaya yaydıkları radyasyon nedeniyle Ekolojik yaşama vereceği zararlardır. Sinop İnceburun mevkiine yapılması planlanan Sinop NGS, hem karada hem de denizde yaşamını sürdüren canlıların yaşamına olumsuz etkiler yapacaktır.
Nükleer Güç Santralleri, enerji alanında dışa bağımlılığımızı arttıracak eskimiş bir teknolojidir. Nükleer santral olağan çalışma sürecinde de doğa ve tüm canlılar için; hem radyasyonu hem de kimyasallarla doyurulmuş soğutma suyu ile yıllarca atıklarının ve santrallerin ticari ömrü bittiğinde de santralin kendisinin bertarafının maliyeti bakımından da yanlış bir tercihtir. İnsan hataları, deprem ve tsunamiler, savaşlarda hedef teşkil etmesi ile nükleer santrallar canlılara ve ekolojik yaşama yönelik büyük riskler barındırmaktadır. Siyasi kararlarla nükleer santrallar hayata geçirilmeye çalışılmakta, yaratılan sahte enerji krizleriyle de kamuoyu yanıltılmaktadır.
Hiçbir ekonomik, toplumsal ve çevresel faydası bulunmayan, olası bir kaza ve saldırı sonrası yaydığı radyasyonun etkileri yüzyıllarca devam edecek; pahalı, kirli, tehlikeli, atık sorunu çözülmemiş Akkuyu Nükleer AŞ için Rusya ile yapılan anlaşma fesih edilmeli, Sinop NGS projesi daha fazla kamu zararı doğurmadan iptal edilmedir. Nükleer santrallar yerine kalıcı yoksulluğa mahkûm edilen, yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan halkımızın beklentileri doğrultusunda politikalar üretilmeli, nükleer santral projeleri ülke gündemimizden derhal çıkartılmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, bizler; ne Sinop’ta, ne Akkuyu’da, ne de Dünyada nükleer Santral yapılmasına izin vermeyeceğiz. Siyasal iktidara önerimiz; Bu lanet projelerden derhal vazgeçin!!!
- Nükleere İnat Yaşasın Hayat!
SİNOP NÜKLEER KARŞITI PLATFORM
YÜRÜTME KURULU
adına
Murat ŞAHİN